GUARD Özözler deri kreativ tasarımları ile dünyanın dört bir yanına ihracat yapıyor
“Bizim en büyük avantajımız, bütün aksesuarı ayakkabı giyim hariç tüm her şeyi yapabildiğimiz için markalar genelde bizi tercih ediyor. 40 yıldır üretim yaptığımız müşterilerimiz var 40 yıldır çalıştığımız yerli ve yabancı müşterilerimiz var. Birçok markanın üretimini yapıyoruz. Takım elbiseden tutun spor giyime bayan giyimden erkek giyime veya bilindik çoğu markanın üretimini de yapıyoruz.”
Sayın Mehmet Akın İskender, öncelikle sizi tanımak isteriz?
9 yıldır GUARD-ÖZÖZLER deri’nin pazarlama müdürlüğünü yapıyorum. 43 yaşındayım. Evliyim bir çocuk sahibiyim. 43 yaşındayım. Evliyim ve bir çocuğum var.
Firmanızı ve markanızı tanıyabilir miyiz?
ÖZÖZLER deri, markamız GUARD olarak, %100 yerli deriden üretim yapmaktadır. 10 Adet kendimize ait mağazamız bulunmakta perakende toptan ve üretim tecrübemiz ile, Çanta, cüzdan, kemer ve çeşitli deri aksesuarları, spor çanta, askılı çanta, portföy çantası, el çantası, sırt çantası, laptop çantası, evrak çantası ve bayan çantaları dahil olmak üzere aklınıza gelebilecek tüm Saraciye ürünlerini 1982 yılından bu yana; deriyi geleneksel el işçiliği ve günümüz teknolojisiyle bir araya getirip modern ürünlere dönüştürerek, müşterilerinin beğenisine sunmaktadır. Kuruluş yeri olan İstanbul başta olmak üzere Dünyada 7000 üzerinde satış noktasında ve Yurt dışında 1442 satış noktasında ürünlerini sergilemektedir. Perakende toptan satış ve üretim tecrübemiz ile kendimize ait 10 mağazamız bulunmaktadır. Çantalar, cüzdanlar, kemerler ve çeşitli deri aksesuarlar, spor çantaları, postacı çantaları, portföy çantaları, el çantaları, sırt çantaları, laptop çantaları, evrak çantaları ve kadın çantalarını düşünebilirsiniz. 1982 yılından bu yana gelebilecek tüm Saraciye ürünlerini; geleneksel el işçiliği ile günümüz teknolojisini birleştirip modern ürünlere dönüştürerek müşterilerine sunmaktadır. Kuruluş yeri olan İstanbul başta olmak üzere dünyada 7000’in üzerinde satış noktasında, yurt dışında ise 1442 satış noktasında ürünlerini sergilemektedir.
Globalde ve yerelde toptan-perakende portföyünüz nelerdir?
Toptan ve parakende alanında müşteri portföyünü bildiğimiz için her ikisinde de yaşadığı sıkıntıları ve beklentilerine uygun daha hızlı cevap verebilme imkanımız var. Yaklaşık %98 ihracat yapıyoruz. Birçok markayla çalışıyoruz. Bunların içinde tekstil zincirleri var ayakkabı zincirleri var bunlara ek olarak özel koleksiyonlar da hazırlayabiliyoruz kendi markamız GUARD’la da ürtetiyoruz. 20.000’e yakın modelimiz var. Haftada ortalama 3 ila 5 model ortaya çıkarıyoruz. Çünkü biz şunun farkındayız biz aslında deri çanta kemer cüzdan üretmiyoruz biz moda üretmek zorundayız o yüzden sürekli kendimizi güncellememiz gerekiyor. Müşterilerimizin beklentisi de o yönde. Yani müşterilerin beklentileri hep yeni işlevsel, farklı tasarımlar üzerine talepleri olduğu için biz de bu yönde hızlı aksiyon alabiliyoruz. Günümüz teknolojisi ve müşteri beklentileri sürekli değişmekte bu nedenle hem tasarım hem de işlevselliği ön plana çıkaracak, son kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak ürünler tasarlamaktayız. Müşterinin koleksiyonuna ve markanın kimliğine göre alternatifler sunarak, lansman öncesi ürünleri tasarımcılarla hazırlıyoruz. Yaklaşık %98’ini ihraç ediyoruz. Birçok marka ile çalışıyoruz. Bunların arasında tekstil zincirleri, ayakkabı zincirleri var, bunlara ek olarak özel koleksiyonlar da hazırlayabiliyoruz ve bunları kendi markamız GUARD ile üretiyoruz. 20.000’e yakın modelimiz var. Haftada ortalama 3 ila 5 model üretiyoruz. Çünkü biz aslında deri çanta, kemer, cüzdan üretmediğimizin farkındayız, moda üretmek zorundayız, dolayısıyla kendimizi sürekli güncellemek zorundayız. Müşterilerimizin beklentisi de budur. Yani müşteri beklentileri her zaman yeni fonksiyonel ve farklı tasarımlar talep ettiği için bu yönde hızlı aksiyon alabiliyoruz. Günümüz teknolojisi ve müşteri beklentileri sürekli değişiyor, bu nedenle hem tasarımı hem de işlevselliği öne çıkaracak ve son kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak ürünler tasarlıyoruz. Müşterinin koleksiyonuna ve markanın kimliğine göre alternatifler sunarak tasarımcılarla birlikte lansman öncesi ürünler hazırlıyoruz.
Globalde ve yerelde çok fazla müşteri kitlemiz olduğu için elimizde inanılmaz bir data oluşuyor bu data, hangi derinin hangi modelin ürünün sunulacağı Pazar müşterisinin ne yönde beklentileri ve talepleri var, iyi satar, ne iyi satmaz çok iyi biliyoruz. Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda ortada oluşan havuzda örneğin Rusya pazarında en iyi hangi model satılır? Müşterisinin beklentisi ne? gibi sorulara cevap bularak müşterilerimizi yönlendiriyoruz. Bazı markaların tasarımcıları daha çok uç tasarım odaklı daha Fashion ürünler talep etmekte, Fashion Önemli fakat ürünlerin ticaride olması gerekiyor ki para kazanabilsin bu anlamda da müşterilerimizi yönlendiriyoruz ortaya bir koleksiyon çıkıyor müşterilerimiz o ürünlerin siparişlerini geçerek biz de üretimlerini hazırlıyoruz. OEM ürünleri de yapıyoruz, müşteri kendi markasıyla isterse üretim yapıyoruz bizim markamızla da müşteri portföyümüz çok fazla. Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda o siparişleri şekillendiriyoruz. Ürünün hangi deri ve hangi modelle sunulacağını, pazar müşterisinin hangi beklenti ve talepleri olduğunu, iyi satıp satmadığını çok iyi biliyoruz. Rusya pazarında, örneğin müşterilerimizin talepleri doğrultusunda ortada oluşturulan havuzda en iyi hangi model satılır? Müşterinin beklentisi nedir? Gibi sorulara cevap bularak müşterilerimize yol gösteriyoruz: Bazı markaların tasarımcıları, ekstrem tasarıma odaklanan daha fazla moda ürünü talep ediyor. Moda önemli ama ürünlerin para kazanabilmesi için ticari olarak ulaşılabilir olması gerekiyor ve bu anlamda müşterilerimizi yönlendiriyoruz, bir koleksiyon ortaya çıkıyor, müşterilerimiz o ürünleri sipariş ediyor ve biz de üretimini hazırlıyoruz. OEM ürünler de üretiyoruz, müşteri talep ederse kendi markamızla üretiyoruz. Müşteri portföyümüz çok geniş. Bu siparişleri müşterilerimizin talepleri doğrultusunda şekillendiriyoruz.
Müşteri portföyünüzde markanızı kullanma veya kendi markasıyla çıkma süreçleri nasıl işliyor?
Markamızla ürün satışını yapıyoruz veya müşterinin kendisine ait tescilli markası varsa o tescil belgesini bizime paylaşıyor. Müşteri kimliğini analiz ediyoruz müşteri hedef kitlesi pazarı ve koleksiyonlarını inceliyoruz ve müşteri kimliğine göre bir koleksiyon bütünlüğü oluşturuyoruz. Adına tescilli olan marka için üretim yaptırmak istediği zaman ürün sipariş adetlerimiz var o minumum sipariş adetlerini karşılıyorsa sıfırdan başlayarak ürünün bitmiş halde kalite kontrolleri ve ambalajından barkoduna kadar paketlenerek satışa hazır sunumu ile kendi markasıyla üretimini gerçekleştiriyoruz. Müşteri kimliğini analiz ediyor, müşteri hedef pazarını ve koleksiyonlarını inceliyor, müşteri kimliğine göre bir koleksiyon bütünlüğü oluşturuyoruz. Adına tescilli marka için üretim yaptırmak istediğinde ürün sipariş numaralarını alıyoruz ve minimum sipariş miktarını karşılıyorsa kendi markasıyla sıfırdan başlayarak bitmiş ürün kalite kontrolleri ve ambalajından barkoduna kadar satışa hazır şekilde üretimini gerçekleştiriyoruz.
GUARD markası çanta, kemer, cüzdan modelleri dışında takım olması açısından ayakkabı da üretiyor mu?
Bizim hitap ettiğimiz müşteri kitlemiz Saraciye ürünleridir. Cüzdan, Kemer, Çanta, Aksesuar, Telefon kılıfı, Mause pad, Anahtarlık yani aksesuar anlamında her şeyi üretebiliyoruz. Bu anlamda tamamiyle müşterinin talebi doğrultusunda üretim yapıyoruz. Cüzdanlar, Kemerler, Çantalar, Aksesuarlar, Telefon kılıfları, Mouse padler, Anahtarlıklar, aksesuarlar anlamında her şeyi üretebiliyoruz. Bu anlamda tamamen müşterinin talebi doğrultusunda üretim yapıyoruz.
Ayakkabı-Kemer-Cüzdan bir settir. Ayakkabı-Kemer-Cüzdan takım halindedir bu takımı sunabiliyor musunuz?
Bizim en büyük avantajımız da o aslında çok doğru noktaya değindiniz. Bizim sektörümüzün en büyük sıkıntısı örneğin tekstil firmasıysa farklı bir yerden farklı bir yerden cüzdan alıyor başka bir yerden kemer alıyor, daha farklı bir yerden çanta alıyor, bizim işimiz aslında moda. Moda ürettiğimiz için kemer aldığı yerin deri kalitesi farklı işçilik kalitesi farklı cüzdan aldığı yerin işçilik kalitesi farklı deri kalitesi farklı çantada da öyle, hepsini farklı yerden tedarik ettiği zaman o koleksiyonda bütünlük yakalama şansı maalesef yok. Deri kalitesini tutturdu diyelim aynı işçilik kalitesini yakalamısı imkansız. Artı deri tekstil gibi değil her kazandan kazana renk ton fark eder kalite de fark eder işçilik te farklı oldu mu hepsi farklı yerden tedarik edildiğinde o koleksiyonda bütünlük sağlamak neredeyse imkânsız. Farklı yerlerden tedarik edilen ürünler ile koleksiyonun bütünlüğünü sağlaması pek mümkün olmuyor. Bizim en büyük avantajımız da bu, bütünlüğü sağlamak, Saraciye ürünlerinin tamamını tek bir elden üretebildiğimiz için markalar genelde bizi tercih ediyor. 40 yıldır çalıştığımız yerli ve yabancı müşterilerimiz var. Birçok markanın üretimini yapıyoruz. Takım elbiseden tutun spor giyime bayan giyimden erkek giyime veya bilindik çoğu markanın üretimini de yapıyoruz. Mesela bizim sektörümüzün en büyük sorunu bir tekstil firmasıysa, cüzdanı başka yerden alıyor, kemeri başka yerden alıyor, çantayı başka yerden alıyor. Bizim işimiz aslında moda. Moda ürettiğimiz için kemeri aldığı yerin deri kalitesi farklı, işçilik kalitesi farklı, cüzdanı aldığı yerin işçilik kalitesi farklı, çantada da deri kalitesi farklı, bunların hepsini farklı yerlerden temin ettiği zaman o koleksiyonda bütünlük sağlama şansı maalesef yok. Diyelim ki deri kalitesini yakaladı, aynı işçilik kalitesini yakalaması mümkün değil. Ayrıca deri tekstil gibi değildir, her kazandan kazana renk tonu farklıdır, kalite de farklıdır, işçilik farklıdır. Farklı yerlerden temin edilen ürünler ile koleksiyon bütünlüğünü sağlamak mümkün değildir. Bu bizim en büyük avantajımız, bütünlüğü sağlamak, tüm Saraciye ürünlerini tek elden üretebildiğimiz için markalar genelde bizi tercih ediyor. Yaklaşık 40 yıldır birlikte çalıştığımız yerli ve yabancı müşterilerimiz var. Birçok marka üretiyoruz. Takım elbiseden spor giyime, kadın giyimden erkek giyime kadar birçok tanınmış markanın üretimini de gerçekleştiriyoruz.
Türkiye’de tedarik ettiğiniz tabaklanmış deri de ne gibi sıkıntılar doğuruyor?
Şöyle bir şey var aslında son ekonomik durumdan sonra zaten hammadde giderlerimiz döviz bazlı, haliyle ekonomik koşullardan kaynaklı olarak Türkiye de ürün satmak çok zor hale geldi. Maliyetlerimizi döviz bazlı hesaplamak zorundayız ama satarken Türk lirası olarak satmaktayız bu da kur farkından dolayı maliyetlerimizi sürekli güncel tutmak zorunda kalıyoruz. Yani aldığımız hammaddeyi ikinci sefer aynı fiyata alamıyorsun, döviz bazlı da satsanız son bir yıl boyunca ortalama bütün hammadde fiyatları döviz bazlı da artıyor. Bunun içinde kağıt’ından metal aksesuarına kadar derisinden ara malzemesine kadar astarına kadar her ürün hızlı fiyat artışı oluyor. Yani ihracat bile yapsanız değişkenleri sıkı takip etmediğiniz anda ciddi anlamda zarar etmiş oluyorsunuz. Bir siparişi alıpta üretene kadar kar ettim zannederken zarar etmiş olabiliyorsunuz. Malzeme tedarik etme de global bir sıkıntı var deri tabaklanırken birçok kimyasal yurtdışından geliyor pandemiden sonra tedarik zinciri çok ciddi zarar gördü kısa sürede de toparlanacak gibi gözükmüyor. Bu yüzden tedarik zinciri çok kötü etkilendi, aynı zamanda deri kimyasallarının Türkiye’ye zamanında gelmemesi bu da bizim terminlerimizi etkiliyor. Şöyle izah edeyim, biz deri siparişi veriyoruz, siparişi verdiğimiz firma hammaddeleri birleştirip tabaklamak zorunda yani biri eksik olduğunda tabaklama yapılamıyor. Bu da otomatik olarak bizim terminlerimizi etkilemekte. Fabrikamızı gezerken de gösterdim size deri tabaklama firması değiliz ama inanılmaz deri stoğu tutmak zorundayız. Neden çünkü müşterimize hızı cevap vermek durumundayız. Bu da bize finansal maliyet ortaya çıkarıyor. Bu global bir sıkıntı lokal bir sıkıntı değil. Maliyetlerimizi döviz cinsinden hesaplamak zorundayız, ancak sattığımızda Türk lirası olarak satıyoruz, bu da kur farkı nedeniyle maliyetlerimizi güncel tutmamız gerektiği anlamına geliyor. Yani aldığımız hammaddeyi ikinci kez aynı fiyata alamazsınız, dövizle satsanız bile son bir yılda döviz bazında olsun tüm hammaddelerin ortalama fiyatı arttı. Bunun içinde kağıttan metal aksesuara, deriden ara malzemeye, astara kadar her üründe hızlı bir fiyat artışı var. Yani ihracat yapsanız bile değişkenleri yakından takip etmediğinizde çok şey kaybediyorsunuz. Bir sipariş alıp onu üretene kadar kâr ettiğinizi düşünürken zarar ediyor olabilirsiniz. Malzeme tedarikinde küresel bir sorun var, deri tabaklanırken birçok kimyasal madde yurt dışından geliyor. Pandemi sonrasında tedarik zinciri ciddi zarar gördü ve kısa sürede toparlanacak gibi de görünmüyor. Bu nedenle tedarik zinciri kötü etkilendi, aynı zamanda deri kimyasallarının Türkiye’ye zamanında gelmemesi de teslim tarihlerimizi etkiliyor. Şöyle açıklayayım, biz deri siparişi veriyoruz, sipariş verdiğimiz firma hammadde ile tabaklamayı birleştirmek zorunda, dolayısıyla biri eksik olduğunda tabaklama yapılamıyor. Bu da otomatik olarak teslim tarihlerimizi etkiliyor. Fabrikamızı ziyaret ederken size deri tabaklama şirketi olmadığımızı ama inanılmaz bir deri stoğu tutmak zorunda olduğumuzu gösterdim. Neden, çünkü müşterilerimize hızlı yanıt vermek zorundayız. Bu da bize finansal maliyetler getiriyor. Bu küresel bir sorundur, yerel bir sorun değil.
Pandeminin etkisi ile tedarik zinciri stok temininizi nasıl etkiledi?
Bazı kimyasal maddelerin malzemelerin veya ara malzemelerin Türkiye’de üretilmemesi temel sıkıntı yani dışa bağımlı olmamız. Türkiye de üretebilecek kapasite de olan hammaddelere Türkiye’de belki devletin yeterince destek vermediği için burada imalat maliyetlerinin yüksek çıkması yurtdışındaki İtalya’da Almanya’da İspanya’da ki firmaların o ürünleri bize isteyince satması istemeyince satmaması gibi… Deri maliyetlerini de etkileyen unsurlardan biri de Jelatin, imalatından dolayı mesela helal jelatin gündeminden dolayı hem yurtiçinden hem yurtdışından ciddi bir talep var. Haliyle dericilerin daha karlı gördüğü işlere yönelmesi de piyasanın tedarik sürecini uzatıyor tabi. Burada Türkiye’de üretim maliyetlerinin yüksek olması gibi, belki de Türkiye’de üretim yapabilecek hammaddelere devlet yeterince destek vermediği için, yurtdışındaki İtalya, Almanya, İspanya’daki firmalar o ürünleri bize satmak istemedikleri halde bize satıyorlar. Deri maliyetlerini etkileyen faktörlerden biri de Jelatin Örneğin helal jelatin üretimi nedeniyle hem yurt içinde hem de yurt dışında ciddi bir talep var. Doğal olarak dericilerin daha karlı gördükleri işlere yönelmeleri elbette piyasanın tedarik sürecini uzatmaktadır.
Deri tedarik anlamında tabakhaneciler “yurtdışından gelen deriler burada işlendikten sonra yurtdışına gidiyor arz ve talebi karşılamakta sıkıntı çekiyor” demişlerdi bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Avrupa ülkelerinden birçok tedarikçi imalatçı Türkiye’den ciddi anlamda deri de alıyor, bunlar da iç pazarın tedarik sürelerini ve maliyetlerini etkiliyor. Yani o kısmı daha karlı görüyorlar zaten günümüz ekonomik koşullarında vade ortadan kalktı, çoğu malzemeyi artık peşin almak zorundasınız bununda ciddi finansman maliyeti var tabi; örneğin yüz tane müşteriniz olsa hepsine birer milyondan finanse etmek zorunda kalsanız yüz milyon, bu da ciddi bir rakam, tedarikçi ve üreticiler mecburen peşin ödeme yöntemine geçtiler, her üretici finansal gücü kadar üretim yapabiliyor. Bu durum pazarın küçülmesine sebep oluyor finansmanınız kadar iş yapmaya başlıyorsunuz. Yani o kısmı daha karlı görüyorlar, bugünkü ekonomik şartlarda vade ortadan kalktı, malzemelerin çoğunu peşin almak zorundasınız, bunun da tabii ciddi finansman maliyetleri var; mesela yüz müşteriniz olsa her birini bir milyonla finanse etmek zorunda kalsanız bu ciddi bir rakam olur. Tedarikçiler ve üreticiler nakit ödeme yöntemine geçmek zorunda kaldı. Her üretici mali gücü kadar üretim yapabilir. Bu durum pazarın daralmasına neden oluyor ve mali durumunuz kadar iş yapmaya başlıyorsunuz.
Cevabınızın devamı olarak, finansman konusunda pazarın küçülmesine sebep oluyor dediniz, tabi bu durumda da natural deriden çıkıp bitki bazlı deriye yöneldiği izlenimi vermiyor mu?
Evet, Avrupa’da bu eğilim var yani bitkisel tabaklanmış ürünler istiyorlar tabi, Türkiye’de bitkisel tabaklanmış ürünlerde yapıyoruz talep doğrultusunda ama normal hakiki derilerin beş katı işçilik maliyeti var. Çünkü bunların imalat süreci de çok zor. Müşterilerimizin talebi doğrultusunda bizde zaman zaman talepler doğrultusunda üretimini gerçekleştiriyoruz. Çünkü üretim süreçleri de çok zor. Müşterilerimizin talepleri doğrultusunda zaman zaman talepler doğrultusunda üretim gerçekleştiriyoruz.
Kemerlerde cüzdanlarda yani deri üzerinde kullanılan metal aksesuar olarak Türkiye’de sayılı üreticiler var bu konuda görüşlerinizi almak istiyoruz.
Bu konuda eskiden biraz daha sıkıntılar vardı şimdi nispeten daha iyi Türkiye’den temin edilebiliyor. Pandemi sonrası özellikle İnsan sağlığına uygun kimyasallar hassas konu belli oranları Bizimde yüzde doksan müfterilerimizin beklentileri bu yönde. Bizim imalatımızda da her malzemenin test raporlarını önden talep etmekteyiz. Üretimini yaptığımız hem kendi markamız hem de müşteri markalarımız için ürettiğimiz ürünlerin derilerde kromaltı bulunmaması gerekiyor, veya aksesuarlarda free nikel olması gerekiyor yani insan sağlığına zararlı olan hiçbir materyali kullanmıyoruz artık insanların hassasiyeti pandemiden sonra çok daha fazla arttı bütün müşteriler bu hassasiyete sahip ve bizde bu konuda hiç taviz vermiyoruz. Astarından yapıştırıcısına kadar metal aksesuarından derisine kadar bütün hammaddelerin sertifikalı olmasına dikkat ediyoruz. Çin metal aksesuar konusunda kaliteli ürün de yapıyor kalitesiz ürün de yapıyor ama bir Çin değiliz şuanda ama yine eskisi kadar sıkıntılı da değil ne istiyorsanız onu yaptırabiliyorsunuz hangi kalitede istiyorsanız yaptırabiliyorsunuz. Bir de tedarik süreleri eskisi kadar Çin’de çok kısa değil lojistik maliyetleri çok fazla arttı bir de devletin uygulamış olduğu anti danpikler var yerel üreticiyi korumak için kötü mü oldu bence iyi oldu yani hem üretici o tecrübeye sahip olmaya başladı hem o ürünü satabileceğine inandı ve onun için yatırım yapabildi daha kalitelisini yapabilmek için çaba gösteriyor. Her gün daha iyi hale gelmeye başlıyor ama eksik çok tabiki yani her aksesuarı bulmak zor. Bazen özel aksesuarların kalıp maliyetine de katlanıyoruz, biz denemelerini istiyoruz yani onların Arge’si gibi de çalışıyoruz zaman zaman finanse etmek durumunda da kalıyoruz. Ama bir şekilde bunları yapmak zorundayız talepleri yerine getirmek adına.
Geçmişte bu konuda bazı sıkıntılar vardı, şimdi Türkiye’den nispeten daha iyi temin edilebiliyor. Pandemi sonrası özellikle insan sağlığına uygun kimyasallar, belli oranlarda hassas konular, müşterilerimizin beklentilerinin yüzde doksanı bu yönde. Üretimlerimizde her malzemenin test raporlarını önceden talep ediyoruz. Hem kendi markamız hem de müşteri markalarımız için ürettiğimiz ürünlerde deri üzerinde krom altın olmamalı ya da aksesuarlarda serbest nikel olmalı, yani insan sağlığına zararlı hiçbir malzeme kullanmıyoruz artık, pandemi sonrası insanların hassasiyeti çok daha arttı. Taviz vermeyiz. Astarından yapıştırıcısına, metal aksesuarından derisine kadar tüm hammaddelerin sertifikalı olmasına dikkat ediyoruz. Çin metal aksesuarlarda da kaliteli ürünler üretiyor, ancak aynı zamanda kalitesiz ürünler de üretiyor. Ayrıca Çin’de tedarik süreleri eskisi kadar kısa değil ve lojistik maliyetleri çok fazla arttı ve devlet tarafından uygulanan anti-danpikler var, yerel üreticiyi korumak kötü mü, bence iyi, bu yüzden üretici o tecrübeye sahip olmaya başladı ve o ürünü satabileceğine inandı ve ona yatırım yapabildi ve daha kaliteli ürünler yapmak için çabalıyor. Her geçen gün daha iyiye gidiyor, ancak elbette eksik çok şey var, bu yüzden her aksesuarı bulmak zor. Bazen özel aksesuarların kalıp maliyetini de üstleniyoruz, denemelerini istiyoruz, bu yüzden onların Ar-Ge’si gibi çalışıyoruz ve bazen bunu finanse etmek zorunda kalıyoruz. Ama bir şekilde talepleri yerine getirmek için bunları yapmak zorundayız.
Çin pazarından bahsettiniz. Pandemi öncesi dönemde deri sektörü ve aksesuarları rövanş halindeydi. Peki Çin pazarından bahsettiniz Pandemiden önceki süreçte deri sektörü ve aksesuar anlamında rövanştaydı Pandemi sonrası ne durumdadır?
Pandemi öncesi evet, Natural deri değil de bitkisel bazlı deri rövanştaydı, hakiki deri anlamında bizdeki fiyatlarla hemen hemen aynı seviyelerdeydi ama Avrupa ve Amerika pandemiden sonra “made in china” yazısını kimse görmek istemiyor. Çünkü pandeminin getirdiği bir defans demek daha doğru olur artık insanların bir önyargısı olduğu için made in china yı görmek istemiyorlar. Artı bir de tedarik süreleri çok uzadı. Çin’de artık teknolojik ürünlere yatırım daha fazla destek veriliyor. O yüzden yine haliyle burdaki maliyetler daha uygun olabiliyor ama dünya geneline baktığımız zaman artık işçilik maliyetleri Türkiye’den daha ucuz bi ülke yok maalesef öyle… bu anlamda pandemi öncesine göre daha avantajlı bir durumdayız hem insanların Made in China görmek istemesi, Ayrıca derinin tabaklanmasında iklim çok önemli yani akdeniz ikliminin kuruma sürelerinin önemi çok fazla. italyanın derisi çok beğenilme sebebi de akdeniz ikliminde yetimiş hayvanların derisinden tabaklanmış kuruma süreleri var o iklime uygun olması lazım o iklime uygun olduğu için bizim deriler bütün dünya pazarında rağbet görüyor. Bizim en büyük avantajımız, Asya da Hindistan çok eski yöntemlerle tabaklama yapıyorlar işçilik maliyetleri orda da uygun, çok işçilikli ürünlerde avantaj sağlayabiliyorlar orda da özellikle Avrupa ve İngiltere’de çok etkinler ama onların deri kalitesi çok kötü, genelde yarma deriden üretim yapmaktalar. Örneğin yarma deriden çantalar yapıyorlar baya işlemden geçiyor müşteri son kullanıcı onu anlayamıyor ama onun yarma deri olduğunu biz biliyoruz ama deri çanta diyor bu da deri diyor o anlamda bazı pazarlarda onlar daha etkin. Onun haricinde insanların özellikle pandemiden sonra uzak doğu ürünlerini pek tercih etmiyorlar hassasiyeti olan insanlar tabi, dünya nüfusu çok kalabalık herkes için geçerli değil ama genelde böyle bir önyargı var ama. Çünkü pandeminin getirdiği bir savunma demek daha doğru olur, çünkü insanların bir önyargısı var, Çin malı görmek istemiyorlar. Ayrıca, teslim süreleri çok uzun. Çin’de teknolojik ürünlere yapılan yatırımlara artık daha fazla destek veriliyor. Yani yine buradaki maliyetler daha uygun olabilir ama dünya geneline baktığımızda maalesef Türkiye’den daha ucuz işçilik maliyetleri olan bir ülke yok… Akdeniz ikliminin kuruma süreleri çok önemlidir. İtalya’nın derisinin bu kadar beğenilmesinin nedeni, Akdeniz ikliminde yetiştirilen hayvanların derisinden tabaklanan kuruma sürelerine sahip olmasıdır. O iklim için uygun olması gerekir. Bizim en büyük avantajımız Asya’da, Hindistan’da çok eski yöntemlerle tabaklama yapılıyor, orada işçilik maliyetleri de uygun, çok işli ürünlerde avantaj sağlayabiliyorlar, orada çok etkililer, özellikle Avrupa ve İngiltere’de ama onların deri kalitesi çok düşük, genelde yarma deriden üretim yapıyorlar. Mesela yarma deriden çanta yapıyorlar, bir sürü işlemden geçiyor, son kullanıcı anlayamıyor ama yarma deri olduğunu biliyoruz ama üzerinde deri çanta yazıyor, bu da deri demek, o anlamda bazı pazarlarda daha etkili oluyorlar. Onun dışında insanlar özellikle pandemi sonrası Uzakdoğu ürünlerini tercih etmiyorlar, hassasiyeti olan insanlar, tabii dünya nüfusu çok kalabalık ama genelde böyle bir önyargı var.
Dünya gündeminde özellikle pandemi sonrası “Sürdürülebilirlik” kavramı mevcut firmanız olarak nasıl bir politika izliyorsunuz?
Şimdi bizim tükettiğimiz derinin tamamı gıda da işlenen yani insanların et ihtiyacı için hayvanların gıda da kullanıldıktan sonra kalan tüketilen gıdadan kalan derileri kullanıyoruz. Özel olarak yani sırf deri çanta yapmak için beslenen bir hayvan yok dünya da aslında bir nevi geri dönüşümü tamamlayan bir süreçteyiz. Ağaç kabuğundan bitkisel deriler yapılıyor bizim ürünlerimiz de bu şekilde olmasa da geri dönüşüme katkı sağlayan bir süreç. Tabi içine kimyasallar giriyor ama bunların kimyasalları minimumda tutuluyor bi suni deri’deki kimyasal bizim derilerde kullanılmıyor bitkisel tabaklanmış deriler özellikle zaten doğal boyalarla boyanıyor yani sürdürülebilirlik anlamında ilerleyen zamanlarda muhtemelen tamamen bitkisel tabaklamaya dönecek. Bu şekilde bir dönüşüm maliyetli bir süreç, bu şekilde bir dönüşüm herkes için daha iyi olacak dünya içinde daha iyi olacak tüketiciler içinde daha iyi olacak. Fakat kısa sürede böyle bir dönüşüm uzun vadede hayata geçecek gibi gözüküyor. Deri çanta yapmak için özel olarak yetiştirilen bir hayvan yok, aslında bir bakıma geri dönüşümü tamamlayan bir süreçteyiz. Bitkisel deriler ağaç kabuklarından yapılır, bizim ürünlerimiz böyle olmasa da geri dönüşüme katkı sağlayan bir süreçtir. Elbette içinde kimyasallar da var ama kimyasalları minimumda tutuluyor. Suni deride, derilerimizde kimyasal kullanılmıyor, bitkisel tabaklanmış deriler özellikle zaten doğal boyalarla boyanıyor, dolayısıyla sürdürülebilirlik açısından muhtemelen ileride bitkisel tabaklamaya dönüşecek. Böyle bir dönüşüm maliyetli bir süreçtir, böyle bir dönüşüm herkes için daha iyi olacaktır, dünya için daha iyi olacaktır, tüketiciler için daha iyi olacaktır. Ancak uzun vadede böyle bir dönüşümün kısa sürede gerçekleşeceği görülüyor.
Sonuçta insanlar et tüketiyor illaki et tüketmeye devam edecekler haliyle deri sürekli kullanılması gereken bir materyal bununla ilgili görüşünüzü alabilirmiyim?
Yani doğaya bırakıp çürümesini beklemek yerine, o deriyle daha ergonomik ve daha estetik ürünler yaratmanın sürdürülebilirliğe yapabileceğimiz bir katkı olduğunu düşünüyorum.
Türkiye Pazarı olarak nasıl bir potansiyeliniz var?
Pazar Ekonomik koşullar nedeniyle Son iki yılda daraldı, çünkü insanların alım gücü çok düştü insanların öncelik sıralamaları değişti. Yani insanlar daha çok haklı olarak temel ihtiyaçlarının derdine düştü estetik algıları daha arka plana attı. Örneğin iki yılda bir çanta veya cüzdan alacaksa beş yıla on yıla uzattı. Talepleri düşürdü haklı olarak. Umarım bu süreç kısa sürede düzelir diye umut ediyoruz. Fakat kısa vadede düzelebilir mi çok öngöremiyoruz. İlerleyen zamanlar da mutlaka 2019’lar potansiyeline ulaşacağımızı ümit ediyoruz. Pandemi öncesi mesela bizim inanılmaz e-ticaret potansiyelimiz vardı, Türkiye içinde o e-ticaret potansiyelimiz şu anda yok, var ama yurtiçindeki e-ticaret potansiyelimizi biz yurtdışına aktarmak zorunda kaldık çünkü insanların alım gücü düştü. Pandemi sonrası bizde bu ürünü üretmek zorundayız, satmak zorundayız o yüzden bunu yurtdışına çevirmek zorunda kaldık. Ülkemizde insanların çoğu artık 400 liraya 500 liraya cüzdan kartlık alamıyor durumuna geldi. Tabi ki belli gelir seviyesinde olan insanlar zaten size konuşmamızın başında bahsettim belirli markaları tercih ediyor. No name e-ticarette ufak işler yapan insanlar artık o işi çok zor yapar hale geldiler veya onlar da kabuk değiştirdi Türkiye de satarken Amozon veya farklı yurt dışı Pazar yerlerine yöneldiler. Ama bu süreci yönetebilenler var maalesef yönetemeyenlerde var süreci o işletmeler için de zor oluyor çünkü alışık oldukları bir ticaret rutini var onun dışındaki dinamiklere alışmaları biraz zaman alacak o yüzden bir kan kaybı var bu süreçte. Başka bir deyişle, insanlar temel ihtiyaçlarıyla daha doğru bir şekilde ilgileniyor ve estetik algılarını arka plana atıyorlardı. Örneğin iki yılda bir çanta ya da cüzdan alacaksa bunu beş yıla ve on yıla uzattı. Haklı olarak taleplerinden vazgeçti. Bu sürecin yakında düzeltileceğini umuyoruz. Ancak kısa vadede iyileşme olup olmayacağını öngöremiyoruz. Gelecekte 2019’un potansiyeline kesinlikle ulaşacağımızı umuyoruz. Örneğin pandemi öncesinde inanılmaz bir e-ticaret potansiyelimiz vardı, şu anda Türkiye’de o e-ticaret potansiyelimiz yok ama insanların alım gücü düştüğü için yurt içindeki e-ticaret potansiyelimizi yurt dışına aktarmak zorunda kaldık. Pandemiden sonra bu ürünü üretmek zorundayız, satmak zorundayız, dolayısıyla yurtdışına çevirmek zorundaydık. Ülkemizde insanların çoğu artık 400 liraya 500 liraya cüzdan kartı alamıyor. Elbette belli bir gelir düzeyine sahip insanlar zaten konuşmamızın başında bahsettiğim belli markaları tercih ediyor. No name e-ticarette küçük işler yapan insanlar artık o işi yapmakta çok zorlanır hale geldiler ya da kabuk değiştirdiler. Türkiye’de satış yaparken Amozon’a veya farklı yabancı pazar yerlerine yöneldiler. Ama bu süreci yönetebilenler var, maalesef yönetemeyenler var, o işletmeler için de süreç zor çünkü alıştıkları bir ticaret rutini var, onun dışındaki dinamiklere alışmak biraz zaman alacak, dolayısıyla bu süreçte bir kan kaybı söz konusu.
İlerleyen zamanlar da Avrupa’da ve Amerika’da mağaza açma gibi düşünceniz var mı?
Bizim bayilik anlaşmamız olan ülkeler var tabi insanlar ticaret yaparken ürün aldığı markalara daha ulaşılabilir olmasını istiyorlar mesela Amerika’da bir depo istiyor, istediği zaman butik müşterilerde o ürünü satmak için daha hızlı ulaşmak istiyor. Yerel lokasyonda muhatap istiyor bu tarz iş modellerimiz var tabi ki. Farklı coğrafyalarda farklı iş modellerimizde var kısa orta uzun vadede planlarımız da var bunlarla ilgili görüştüğümüz bu işi organize edecek iş ortaklığı yapmayı planladığımız firmalar var Dubai de mesela bu tarz çalıştığımız bir distribütörlük sistemimiz var ummanda var Almanya da var İngiltere’de var Amerika var. Bunların içlerinde zincir mağazaları olan müşteriler de var. Bu işi toptan yapan organize eden üretimini o pazarın dinamiklerine uygun üretimlerle destekliyoruz. Bulundukları pazarın talep gören ürünlerini bize öneren oradaki potansiyel müşterilerin taleplerini bize ulaştıran iş ortaklarımıza yönelik yeni koleksiyonlar hazırlayarak onlara hizmet veriyoruz ve ortaya bir değer çıkarmaya çalışıyoruz. Elbette, yerel bir konumda bir muhatap isteyen bu tür iş modellerimiz var. Farklı coğrafyalarda farklı iş modellerimiz var, kısa, orta ve uzun vadeli planlarımız var. Aralarında zincir mağazaları olan müşteriler de var. Bu toptan satışı yapan organizatörün üretimini o pazarın dinamiklerine uygun üretimlerle destekliyoruz. Kendi pazarlarının talep edilen ürünlerini bize öneren ve oradaki potansiyel müşterilerin taleplerini bize ileten iş ortaklarımız için yeni koleksiyonlar hazırlıyor ve onlar için bir değer yaratmaya çalışıyoruz.