“Daha cesur seçimler yapmak Deri ve Koreografi sanatının değerini ortaya çıkarır.”
Pantolon, etek, gömlek, mont, ceket, kaban ve body gibi ürünlerin yanı sıra son yıllarda bazı tasarımcı firmaların koleksiyonlarında deri bikiniler bile yer alıyor. Derinin tıraşlanarak istenilen inceliğe ulaştırılabilmesi bu ürünlerin üretimini kolaylaştırmıştır.
Asil Bey, öncelikle sizi tanımak isteriz.
2000 yılında Türkiye’de yerel basın olan Yeni Asır Gazetesi’nin açtığı yarışmada 1. oldum ve aynı yıl uluslararası bir yarışmada 1. olduktan sonra modelliğe başladım. Uzun yıllar boyunca sayısız defile ve çekimde çalıştım. Birçok ünlü firmanın kampanyalarında reklam yüzü olarak yer aldım. Kuzenimle birlikte 2010 yılında kurduğumuz Asil Çağıl Event Office bünyesinde her türlü etkinlik, reklam, organizasyon, defile ve güzellik yarışmaları düzenliyoruz.
Başarılı bir koreograf olarak deri sanatı hakkındaki görüşünüz nedir? Deri dediğinizde ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz?
Modada her zaman özel bir yere sahip olan deri, hem giyimde hem de dekorasyonda her yıl farklı bir şekilde ve farklı bir yorumla karşımıza çıkıyor. Deri, insanlık tarihinin başlangıcından beri hayatımızda. Moda kavramı da dahil olmak üzere derinin giyimde kullanımı 1960’lara kadar uzanmaktadır. Bu dönemde yeni ürün arayışında olan İtalyan moda giyim tasarımcıları, deri üretimi yapan firmaları yönlendirerek kıyafetlerde rahatlıkla kullanılabilecek derilerin üretilmesini sağlamışlardır. Böylece deri, dünya moda platformunda yerini almaya başladı.
Moda ve defilelerde ne sıklıkla deri üzerine çalışıyorsunuz?
Her yıl belirli aralıklarla deri fuarları ve özel deri defileleri düzenliyoruz.
Deri defilelerinin koreografisini nasıl yapıyorsunuz?
Kısaca özetlemek gerekirse deri defilelerinde öncelikle tema belirleniyor, ardından mekan, sahne, manken kadrosu ve defilede kullanılacak aksesuarlar, saç ve makyaj belirleniyor. Sonra hepsini defile müziği ve sahne şovlarıyla birleştiriyoruz. Bu sadece temel gibi görünen birkaç madde, yüzlerce detay var elbette hepsi birbiriyle uyumlu olursa çalışma başarılı olur.
Tarihsel süreç içerisinde deri modası hakkında neler söylemek istersiniz?
Deri genellikle ayakkabı, çanta ve kemer gibi aksesuar ürünlerinde kullanılırken, İtalyan hazır giyim tasarımcıları özellikle 1960’lı ve 70’li yıllarda deri üreticilerini giysilik deri üretmeye yönlendirmiştir. Renk, doku, incelik ve ağırlık bakımından giysilerde kullanılma özelliği kazanan deri; sürekli yeni arayışlar içinde olan moda giyim sektöründe özgün tasarımların ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Derinin moda giyim tasarımlarında kullanılmaya devam etmesi ve gelişmesi için deri üreticileri günümüzde dahi çalışmalarını sürdürmekte ve çok çeşitli örnekler sunmaktadır. Derinin bu denli gelişmesi ve moda giyim sektöründe kullanımının kolaylaşması birçok Tasarımcı markasını harekete geçirmiştir. Koleksiyonlarında deri tasarımlara yoğun olarak yer vermişlerdir. Özellikle 2000 yılından sonra deri ürünlerin öne çıktığı koleksiyon örneklerinin sayısı oldukça fazladır. Paris, Milano, New York ve Londra gibi moda merkezlerinde gerçekleşen defileler, tüm moda kuruluşlarına yön verdi. Gucci, Givenchy, Versace, Ferre, Karl Lagerfeld, Prada, Dolce & Gabbana, Calvin Klein, Ralph Lauren gibi büyük markalar bu konuda öncülük etmiş ve deri koleksiyonları tüm dünyada büyük ilgi uyandırmıştır.
Türkiye’de deri üzerine çalışan bir koreograf olarak fuarlara mı odaklanıyorsunuz yoksa şirket çekimlerinde de çalışıyor musunuz?
Genelde defile koreografisi yapıyorum ama Asil Çağıl Event Office bünyesinde bir firmanın PR’ından çekimine, kataloğundan kurumsal kimliğine kadar her şeyi yapıyoruz. Bu alanda çok iyi takım arkadaşlarımız var.
Moda odaklı Deri son yıllarda nasıl kullanılıyor?
Özellikle son yıllarda derinin neredeyse kumaş gibi kullanılabilme özelliğinden dolayı her türlü üründe kullanılabilirliğini sağlamıştır. Pantolon, etek, gömlek, mont, ceket, kaban ve body gibi ürünlerin yanı sıra son yıllarda bazı tasarımcı firmaların koleksiyonlarında deri bikiniler bile yer alıyor. Derinin tıraşlanarak istenilen inceliğe ulaştırılabilmesi bu ürünlerin üretimini kolaylaştırmıştır.
Stilist, moda ve koreograf üçgeninde defilelerde zorlandığınız konular nelerdir?
Son dönemde gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarda en çok zorlandığımız konu üretim bütçelerinin firmalar için çok yüksek olması. Artık çoğu firma çoklu katılımlı fuar organizasyonlarında karma defilelerde yer alıyor. Defile ve etkinlikleri tek başına organize etmek çok maliyetlidir. Mekan, prodüksiyon, mekandaki kokteyl, model bütçesi ve daha yüzlerce kalem olduğunda işi yapmak imkansız hale geliyor.
Bir koreograf olarak moda dünyasında iş yapmanın zorlukları nelerdir?
Bir koreograf olarak bu işi bilmeyen insanların bizim işimizi yapması ve koreograf olarak adlandırılması ve aynı platformda yer alması büyük bir sorun. Herkes her şeyi yapmamalıdır. Sadece 3 ay resim kursuna gittim diye ressam olmamalıyım. Ya da 2 ay oyunculuk eğitimi alıp ben oyuncuyum dememeliyiz. İnsanlar son zamanlarda her şeyi yapmanın çok kolay olduğunu düşünüyor.
Son olarak, deri sektöründe koreografi hakkındaki düşünceleriniz ve deneyimleriniz nelerdir? Sektörde mutlaka tamamlanması gerektiğini söylediğiniz eksiklik nasıl giderilebilir?
Genel olarak koreografinin şirketlerin beklentilerine ve bütçelerine göre şekillendiğini söyleyebilirim. Dünyanın önde gelen firmalarının defilelerinin bazı şovlarla sanatsal açıdan zenginleştirildiğini, bazen de seçilen sahne performanslarıyla fark yarattığını görüyoruz. Bir eksiklikten bahsetmek yerine daha cesur seçimler yapmak gerektiğine inanıyorum. Tabii ki şirketlerin vizyonu bu konuda çok önemli.
Röportaj için teşekkürler, Asil Bey
İyi çalışmalarınız için teşekkür ederim.