Yün Sektörünün Küresel Derneği IWTO, Uluslararası temsilcileri ve sektörünün organize ettiği İstanbul etkinliğinde sürdürülebilirlik, sertifikasyon ve önemli gündem maddeleriyle sektörün önde gelen firma yetkililerinin ve uzmanlarının katılımı ile gerçekleşti.
Magazine Leather Yayıncılık olarak Global Deri ve deri Mamulleri Sektörü adına, Yün Sektörü Küresel Derneği IWTO, İstanbul’da düzenlenen 2 günlük etkinliğine katıldık ve Deri Giyim Mağazalarında Kaşmir ve Yün örmeli tasarımlarla ilgili sektörün ortak yönleri konusunda aylık yayınlanan dergimizi de etkinlikte sunduk.
İnsanlığın ilk evrelerinden başlayarak ve günümüzde de hayvancılık, et endüstrisi, deri ve yün sektörleri doğanın insanlara sunduğu hem besin olarak tükettiğimiz hem de doğal ürünlerle giyindiğimiz bir gerçek olarak yer almaktadır. Günümüzde bu önemli sektörlerden biri de doğal Yün sektörüdür. Tekstil endüstrisinin önemli konumlarından biridir.
IWTO 27-28 Kasım 2024 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirdiği konferansta Türk tekstil ve Yün sektöründen temsilciler ve uluslararası temsilciler etkinlikte biraraya geldi. Etkinlikte Küresel Yün Sektörünün sürdürülebilirlik ilkeleri ve sertifikasyon, izlenebilirlik programı WOOLMARK anlatıldı.
WOOLMARK, Yün endüstrisi için sürdürülebilir bir gelecek sağlamak amacıyla yün yetiştiricilerini, tedarik zincirini ve markaları birleştirmek üzere tasarlanmış bir vizyon olan Woolmark+’ın lansmanını duyurdu. Küresel moda endüstrisi için çok önemli bir izlenebilirlik programı olarak yer alıyor. Tüketici bilgilendirmek amacıyla sürdürülebilir uygulamaları benimseme konusunda artan taleplerle yön vermek amacıyla uygulanan programdır.
WOOLMARK+ düşük etkili üretimi hızlandırmayı, döngüselliği teşvik etmeyi, hayvan refahını ve yün yetiştiricilerinin geçim kaynaklarını geliştirmeyi amaçlamaktadır. Yol haritası, doğanın yenilenmesini güçlendirmeyi, karbon emisyonlarını azaltmayı ve verimliliği optimize etmeyi amaçlayan 13 pratik girişimi ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım sadece yün yetiştiricilerinin iş hedeflerine ulaşmalarını desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda markaların Kapsam 3 emisyonlarını azaltma ve tedarik zinciri sürdürülebilirliğini destekleme konusundaki artan taahhütleriyle de uyum sağlıyor.
Yün yetiştiricileri ile emisyon hedeflerini çiftlikte, doğaya dayalı çözümlerle karşılamayı amaçlayan küresel markalar arasında bağlantı kurarak bir yün ekleme pazarının temelini oluşturur. Hayvancılıkta Metan Emisyonlarının Azaltılmasıyla ilgili araştırma ve geliştirme projesinden oluşan bu program, otlayan koyunlardan kaynaklanan metan emisyonlarını azaltmak için etkili stratejiler belirlemeye odaklanmaktadır. İlk sonuçlar, Agolin tüketen otlayan koyunlarda ortalama %19 metan azalması ve %27 verimlilik artışı ile Asparagopsis tüketen koyunlarda %50 metan azalmasını içermektedir.
Çiftlik içi çevresel performansın güvenilir ölçümlerini sağlamak ve markaların savunulabilir iddialarda bulunmasını sağlamak için yün yetiştiricileri ve endüstri ortaklarına danışılarak geliştirilmiştir. Kalite güvenceli, geri dönüştürülmüş yün ürünlerini teşvik etmek ve yünün en çok geri dönüştürülmüş giyim elyafı olarak konumunu desteklemek için WOOLMARK Sertifikasyon programına yeni bir Geri Dönüştürülmüş alt markası eklenmiştir. Günümüzde Küresel Sürdürülebilirlik politikaları, tüketicileri bilgilendirmek üzere Konfederasyonların Derneklerin ve Firmaların daha bilinçli bir tüketici için yönlendirmeye açık hale gelmiştir. Deri Endüstrisi için de küresel dernekler bu konuda adımlarını attı ve Küresel Kürk Endüstrisinin Derneği IFF, sertifikasyon programı FURMARK, sürdürülebilirlik ve izlenebilirlik açısından önemlidir.
‘The Woolmark Company’ Genel Müdürü John Roberts açıklamalarında:
“Net sıfırın ötesine geçerek doğaya pozitif bakıyoruz. Doğa pozitif terimi küresel söylemde giderek daha fazla benimsenirken, bu terimin küresel ekonominin tüm sektörlerinde eyleme geçirilebilir hedefler ve niyetlerle birleştiğini görüyoruz. Doğa pozitif bir yaklaşım benimsemek, özellikle çevresel öncelikler net sıfır hedeflerinin ötesine geçtikçe belirgin avantajlar sunuyor.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Birçok moda ve tekstil markası emisyon azaltma hedefleri belirlemiş olsa da, doğayı restore etme ve biyoçeşitliliği artırmaya yönelik daha geniş bir hareketin giderek daha fazla kabul gördüğünü görüyoruz. Markalar daha geniş hedeflere ve düzenleyici baskılara yanıt verirken, doğaya olumlu bir geleceğe katkıda bulunan doğal liflerin moda ve tekstil tedarik zincirinin ayrılmaz bir parçası olduğunu, özgünlük ve şeffaflık için tüketici talebini karşıladığını görüyoruz. Yün bu çözümün bir parçası olmak için iyi bir konuma sahiptir.”
