Ayakkabı, tüm insanlığın geçmişten günümüze olan yolculuğunda, Türk Ayakkabı Sektörünü dünyaya daha fazla tanıtmak ve küresel tedarik zincirleriyle entegrasyonunu artırdığı, Aymod fuarı kapsamında stand gezimizde Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İÇTEN bey ile kendi standında birlikteydik.
Öncelikle sizi tanımak isteriz?
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) başkanlığını iki yıldır yapmaktayım. 2008 yılından beri Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD)’de çeşitli kademelerde görev aldım. Ayakkabı sektöründe pek çok sivil toplum kuruluşunda görevler aldım. Ayrıca Türkiye Ayakkabı sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV)’de başkan yardımcılığı görevim devam ediyor.
Futbol ayakkabısı üreten aile şirketimizin ikinci kuşak yönetim kurulu üyesiyim. Yüksek Makine Mühendisiyim.
AYMOD Fuarı bu sene kaçıncı kez düzenleniyor? Bize biraz detay verebilir misiniz?
Otuz altı yıldır aralıksız organize ettiğimiz AYMOD Fuarı’nın 73. edisyonunu gerçekleştiriyoruz. Dört salonda, 40 bin metrekarelik alanda, 36’sı yabancı olmak üzere toplam 252 firma yer alıyor. Katılımcılarımız 2025–2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarını alıcılarla ve satın alma gruplarıyla buluşturuyor. Ayrıca, Ticaret Bakanlığı destekleri ve fuar bütçemiz sayesinde 55 ülkeden 600’den fazla satın alma profesyonelini fuara davet ettik. Dört gün boyunca, sektörümüzün ihracat potansiyelini artırmayı hedefliyoruz.
Fuarın üçüncü günündeyiz. Şu ana kadar gözlemleriniz neler?
Mevcut ekonomik konjonktür gerek Türkiye’de gerek küresel ölçekte oldukça zorlu. Rusya-Ukrayna savaşı, yaptırımlar, Avrupa’daki talep daralması, Trump’ın ticaret politikaları ve küresel savaşların etkisi sektörü ciddi şekilde yavaşlattı. Buna ek olarak, İtalya’daki büyük bir ayakkabı fuarıyla tarihsel çakışmalar da rekabeti artırıyor.
Buna rağmen fuarımız enerjisini koruyor. 2022’nin ilk 7 ayında 240 milyon çift ayakkabı ihraç eden sektörümüz, 2025’in aynı döneminde 94 milyon çifte geriledi. Bu düşüşe rağmen fuarda “öz alıcıların” olduğunu görüyoruz. Yani belki eskisi kadar kalabalık değil, ama gelenler reel ticaret yapıyor. Özellikle B2B görüşmelerinde çok olumlu geri dönüşler aldık.
Sektörde iş gücü sorunu ve firmaların Mısır gibi ülkelere kayışı çok konuşuluyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hazır giyimde Mısır yatırımlarının arttığını görüyoruz. Ayakkabıda da birkaç firma Mısır’dan tedarike başladı. 2024’te olmayan ithalat, bu yıl 6–7 milyon dolara ulaştı; yıl sonunda 11–12 milyon doları bulması bekleniyor. Ancak bu rakam, Türkiye’nin 1,8 milyar dolarlık toplam ayakkabı ithalatı içinde küçük bir pay. Yine de uzun vadede Mısır, Türk ayakkabı sektörünün rakibi olabilir. Bizim amacımız sektörün rekabetçiliğini artırmak.
Bugün Türkiye’de üretim pahalı, ithalat ucuz hale geldi. Değerli Türk lirası, yüksek faiz ve enflasyon iç pazarı daraltıyor. Yan sanayiye uygulanan yüksek vergiler, Uzak Doğu’dan gelen test edilmemiş ürünler ve çakma ayakkabıların artışı sektörü zorluyor. Bu üç başlıkta acil çözüm gerekiyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda ayakkabı düzenlemesine dair görüşleriniz neler?
Eskiden “okul ayakkabısı” kavramı vardı. Bugün serbest kıyafet uygulaması, gençleri pahalı markalı spor ayakkabılarına yönlendiriyor ve aileler üzerinde baskı oluşturuyor. Bizim önerimiz, marka ibaresi olmayan, sağlıklı, deri ve dayanıklı ayakkabılar. Böylece hem öğrenciler marka yarışından uzaklaşır, hem aile bütçesi korunur, hem de çocuklara uzun süreli ürün kullanma alışkanlığı kazandırılır. Bu önerimizi Milli Eğitim Bakanlığı’na sunduk, onlar da Sağlık Bakanlığı ile değerlendireceklerini belirttiler.
Önümüzdeki yıllarda AYMOD’un yan sanayi fuarıyla birleşme ihtimali var mı?
Şu anda böyle bir plan yok. Biz Eylül başında, yan sanayi fuarı ise Kasım ortasında düzenleniyor. Gelecekte tarihler uyarsa, firmalarımız da olumlu yaklaşırsa birleşme ihtimali değerlendirilebilir.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Ayakkabı sektörü zorlu bir dönemden geçiyor. Ancak moralimizi bozmadan, yenilikçi ürünler ve rekabetçi fiyatlarla yolumuza devam edeceğiz.