Sayın Katie KUTSKILL, öncelikle sizi tanımak isteriz.
Michigan Üniversitesi’nde Çevre Politikası alanında eğitim aldım ve memleketim Detroit’te “dünyanın otomotiv başkenti” çalışmak istedim. Yerel fabrikalara başvururken Rochester Hills’in Pangea, Eagle Ottawa, Lear ve Bader’e ev sahipliği yapan büyük bir otomotiv deri merkezi olduğunu keşfettim. 2012 yılında Eagle Ottawa’ya ilk ürün çevre bilimcilerinden biri olarak katıldım ve daha sonra Northampton’da Deri Teknolojisi alanında yüksek lisansımı tamamladım. Burada derinin Yaşam Döngüsü Analizi’ne tutkuyla bağlandım. Eagle Ottawa ve Pangea’da Ürün Geliştirme ve Satış alanında çalıştım ve sonunda Küresel Ürün Geliştirme İcra Direktörü oldum. Ardından Sustainable Leather Foundation’da Teknik Direktörlük yaptıktan sonra, bugün Is It Leather?’ın Başkanı olarak tüketicilere derinin gerçeklerini aktarmayı amaçlayan kampanyayı yönetiyorum.
IS IT LEATHER kimdir ve ne tür faaliyetler yürütmektedir?
Is It Leather, deri sektörü adına 2021’de küresel tüketicileri hedefleyerek başlatılmış küresel bir kampanyadır. Amacımız, tüketicileri yanıltan greenwashing uygulamalarını, yanlış terminolojiyi ve dezenformasyonu ele alarak derinin gerçeklerini netleştirmektir.
Etkinliklerimiz; yaratıcı reklam içerikleri, ilgi çekici videolar ve doğrulanmış bilgiler sunan gerçeklere dayalı paylaşımlar aracılığıyla tüketicileri bilinçlendirmeye odaklanır. Deriyi modern ve bilinçli bir bağlamda anlamalarına yardımcı olacak, erişilebilir, paylaşılabilir ve tüketicilerle bağ kuran kaynaklar üretiriz.
Derinin geçmişten günümüze önemini nasıl anlamalıyız?
Deri, bir ürün olarak yiyeceğe benzer; her bölgede, kültürde ve mevcut kaynaklara göre benzersiz ürünler yaratan harika aşçılar (bizim dünyamızda tabakçılar ve kimyagerler) vardır. Nesiller boyunca aktarılan tariflerin arkasındaki insanlar nasıl anlamlı sofralar kuruyorsa, deri de aynısını yapar. Aşçılar her yemeğin içindeki kalite, bilim ve sanattan gurur duyar. Tüketiciler bu yemekleri hem fiziksel hem zihinsel, duygusal ve kültürel olarak kendilerini beslemek için tüketir. Deri tam olarak budur. Deri yaşayan tarihtir tıpkı aile tariflerinin nesilden nesile aktarılması gibi deri de aktarılır. Günümüzde varlığımızı sürdürebilmek için kaliteli içerikler kullanmalı ve gerçeklerimizi tıpkı iyi bir restoran sahibi gibi anlatmalıyız. Dünya değişti ve deri sektörünün geçmişini ve gerçeklerini modern bağlamda yaşatacak alanlar yaratmamız gerekiyor sektörümüzü ve ürünümüzü tanıtmak, geçmişimizi onurlandırmanın ve bugüne taşımanın yollarından biridir.

IS IT LEATHER ailesi olarak sosyal medyada yanlış bilgilere doğru bilgiler ışığında cevap verdiğinizi görüyoruz. Hiç karşıt görüşlerle karşılaştınız mı? Olduysa bu görüşlere doğru bilgiyi nasıl sundunuz?
Evet, farklı görüşlerle karşılaşıyoruz; bu beklenen ve hatta memnuniyetle karşılanan bir durumdur. İzleyici ve tüketici etkileşimi hatta karşı çıkışlar diyalog için bir kapı açar. Yaklaşımımız her zaman saygılı ve gerçeklere dayalı bir şekilde yanıt vermektir. Hepimizin tercih ettiği malzeme konusunda kişisel fikirleri olabilir, ancak gerçekler inkâr edilemez ve görüşlerimizi savunurken bu noktalara değiniriz. Konular hayvan refahı, sürdürülebilirlik veya deri alternatifleriyle ilgili olsun; kaynaklar, şeffaf veriler ve kişiyi dışlamak yerine öğrenmeye davet eden eğitici içerikler sunarız. Biz tartışmak için değil, bilgilendirmek için buradayız.
Sürdürülebilirlik açısından; uluslararası kuruluşlar çatısı altında yürütülen deri ticareti, çiftlikler, hayvan refahı konuları (sertifikasyonlarla ilgili) ve egzotik deriler hakkında genel olarak neler söylemek istersiniz?
Dünya deri endüstrisi olarak birlikte durmamız çok önemlidir. Bir bölgenin, “X nedeniyle benim bölgemden alın, diğerinden değil” şeklinde avantaj sağlamaya çalışması sektöre zarar verir. Bu, küresel topluluğumuza rakip olsalar bile haksızlıktır. Endüstrimiz bunu yalnızca hayvan refahı, sürdürülebilirlik veya egzotik deriler konusunda değil; krom vs. vejetal tabaklama, ormansızlaşma içermeyen vs. içeren materyal, yüzey bitişli vs. bitişsiz deriler gibi pek çok konuda yapıyor. Bu yaklaşım, gerçek rakiplerimiz olan deri alternatiflerine koz vermekten başka bir işe yaramıyor. Sorunlarımızı kamuya anlatmak yerine birlikte çözmeye odaklanmalıyız. “Kovadaki yengeçler” gibi davranmayı bırakıp ürünümüzün sürdürülebilirliği üzerine dürüstçe konuşmalıyız. Çünkü deri pazarı büyürse, herkes kazanır. Yükselen bir su tüm gemileri kaldırır.

IS IT LEATHER olarak, uluslararası tanınan deri giyim veya deri ürün mağazalarının son kullanıcıyı deri hakkında bilgilendirmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? Nasıl açıklamalılar?
Kesinlikle. Bu, alışverişin hayati bir parçası hâline gelecek satın aldığınız şeyin ne olduğu ve nereden geldiği konusunda şeffaflık. İki ya da üç nesil önce insanlar kullandıkları her ürünün kaynağını biliyordu; her şey yereldi. Bazı bölgelerde bu bilinç hâlâ güçlü, ancak dünyanın büyük çoğunluğu özellikle benim ülkem Amerika bu bilgiden kopuk hâlde. Bu da tüketicilerde, kendileri ve aileleri için aldıkları ürünlerin kökenini öğrenme isteğini artırdı.
Markalar da sorumlu tedarik zincirini garanti altına alarak itibarlarını korumak istiyor. Şeffaflık yalnızca saklayacak şeyiniz varsa korkutucudur. Deri sektörü, şeffaflığın bizi özgürleştireceğini anlamalıdır. Hiçbir marka veya tüketici mükemmellik beklemiyor; otantik gerçekliğimizi ve sorumluluğu seçmiş motive bir sektör bekliyor.
Yapay Zekâ ve teknolojiler günümüzde sektörün gidişatını nasıl etkiliyor?
Yapay zekâ ve gelişmiş teknolojiler (örneğin robotik) sektörümüzün anlaması, saygı duyması ve yakından öğrenmesi gereken alanlardır aksi hâlde hem ürün hem sektör olarak geride kalırız. Bu, geleneksel zanaat ve bilimi yok saymak anlamına gelmez; ancak küresel bilgi akışına uyum sağlayabilmek için mevcut teknolojiyi nasıl ustalıkla kullanacağımızı bilmemiz gerekiyor.
Gıda örneğime dönersek: Restoranlar rezervasyon, sipariş ve teslimat süreçlerine teknoloji entegre etmemiş olsaydı, COVID döneminde milyonlarca dolarlık fırsatı kaçırabilirlerdi. Kağıt menüyü veya dükkân içi trafiği tercih ediyor olabilirlerdi, ancak topluluklarına ulaşmak için yeni bir yol bulmak zorundaydılar. Bugünse her iki dünyanın en iyisine sahipler. Aynı denge, deri sektörü için de gereklidir. Şu an dengesiziz, geçmişe takılıyız ve öğrenmekten korkmadan teknolojiyi güvenli, sorumlu ve dengeli bir şekilde entegre etmeliyiz.
IS IT LEATHER’ı uluslararası fuarlarda tanıtıyor musunuz, etkinlikleriniz var mı?
Evet, hedefimiz küresel deri tedarik zinciriyle doğrudan görüşmek ve sektörün desteğini sağlamak. Reklamcılık zorlu bir alan; rakiplerimiz her yıl milyonlarca dolar harcayarak tüketiciyi deri hakkında yanlış bilgilendiriyor.
Dünyada binlerce deri firması var. Eğer 2000 firma yıllık 5000 USD bağışlasa (günde 13,70 USD), küresel iletişimi dengelemek için 10 milyon USD’lik bir bütçemiz olur. Birlikte durmamız gerekiyor ve bunu uluslararası fuarlarda tüm dünyaya anlatıyoruz. Birlikten güç doğar başka çaremiz yok.

Uluslararası sektör çalışanları için üniversitelerle iş birliği veya faaliyetleriniz var mı? (Eğitimli nitelikli personel konusunda)
Evet, birçok kurum ve üniversite ile iş birliği yaparak reklamlarımızı ve tüketici iletişimimizi bilgilendirecek en güncel araştırmaları topluyoruz. Amacımız, tüketiciyi sektörün elindeki en iyi verilere yönlendirmek ve yaratıcı içeriklerle onları derinin dünyasına çekmek.
Kişisel olarak Northampton Üniversitesi’ndeki birçok meslektaşımla temas hâlindeyim ve bu ağ, küresel sunumlarda ve içerik üretiminde ekibimizin doğru bilgiyle hareket etmesine katkı sağlıyor. Bir reklam, arkasındaki araştırma kadar güçlüdür ve sektörümüzde dünyadaki en iyi bilim insanları ve veri havuzlarından bazıları bulunuyor. Ne yazık ki bu veriler tüketicilere yeterli hızda ulaşamıyor ve bunu değiştirmek için birlikte hareket etmemiz gerekiyor.
Son olarak, mesleğine gönül vermiş insanlara ne söylemek istersiniz?
Deri dünyası, bildiğiniz hâliyle değişiyor hatta çoğunuz için çoktan değişti. Kariyerinizin zirvesindeyken sektörün zor bir dönemden geçmesi moral bozucu olabilir. Önümüzde konsolidasyonlar, satın almalar ve iflaslarla dolu bir on yıl olabilir. Bu gerçek hepimizi endişelendiriyor. Peki bunu nasıl durdururuz? Durduramayız ama yönünü değiştirebiliriz.
Bunu yapmanın yolu, hepimizin kişisel hayatında da uyguladığı üç temel davranıştır:
(1) Gerçek kimliğimize odaklanmak burada olmamızın amacı nedir?
(2) Kendimizle, liderlerimizle ve çalışanlarımızla dürüst bir öz değerlendirme yapmak nerede rahatsızız? Nerede başarısız oluyoruz? Bu başarısızlıktaki payımız nedir? Ve en önemlisi:
(3) Deri sektöründe rekabet istemeliyiz. Tüketicinin krom ile vejetal tabaklama arasında seçim yapmasını İSTEMELİYİZ çünkü şu anda tüketiciler plastik bazlı kumaş ile plastik bazlı “sözde deri” arasında seçim yapıyor.
Biz birlikte daha güçlüyüz. İşinizi başka bir deri tedarikçisine kaptırmak istersiniz başka bir petrokimya malzemesine değil. Sektörünüzü, rakiplerinizi ve alanınızı desteklemek rahatsız edici olabilir ama kuruluşunuzun hayatta kalması için gerekli son adımdır. Büyüyen bir deri pazarı hepimizin ortak hedefidir ve buna ancak birlikte ulaşabiliriz.
Peki teşekkür ederim, Magazine Leather Yayıncılığa göstermiş olduğunuz ilgi için.
Ben teşekkür ederim iyi yayınlar diliyorum.






