“Şirketler sadık müşterilerini ödüllendirmelidir. Ne var ki çoğu kez şirketler yeni müşterilerine eski müşterilerine sunduklarından daha iyi bir anlaşma sunmaktadır. “
2025 ile yeni bir döneme başlıyoruz. Onlarca soru işareti arasında girdiğimiz bu yeni dönemin her üretici için zorlu geçeceği aşikâr. Fakat tüm bunlara takılıp kalmaktansa bir plan dâhilinde yeni döneme dinamik ve pozitif girmek herkesin çıkarına olacaktır. Bu kapsamda 2025 yılı yazılarımızı zorlu süreci nasıl birlikte aşabiliriz üzerine şekillendireceğiz.
Deri sektörü krizlerden en hızlı etkilenen sektörler arasında. Bu hızlı etkilenme moral-motivasyon olarak ilk sizi düşürse bile ayakta kalmak ve yola devam etmek, gelecekteki parıltılı güzel günlerin habercisi oluyor. Bu kapsamda ileriye bakmak, yatırımlara ölçülü devam etmek, yeni koleksiyonlarda ısrarcı olmak kıymetli olacaktır.
Bu hafta sizlerle inceleyeceğimiz konular kolayca anlaşılabilen ‘hap bilgiler’ niteliğinde can suyu olabilecek konular olacak;
- 2025 – Var olan müşterileri elde tutmak
- 2025 – Yüksek rekabet ortamında iletişimi ve standartları koruyabilmek
- 2025 – Küçülmelerde doğru müşteri gruplarıyla yola devam edebilmek
- 2025 – Yakın dönem fuar seçimleri
- 2025 – Sertifika ve denetimler
2025 – VAR OLAN MÜŞTERİLERİ ELDE TUTMAK
Birçok üretici motivasyonunu kaybettiğinde ve dikkati dağıldığında ilk yaptığı hatalardan biri haline gelmiştir eski müşterilere sırt çevirmek. Onları değersizleştirmek ve talepleri karşısında aksiyon almamak sorunlarını çözmeyeceği gibi sadık müşterilerinizin elinizden kaçıp gitmesine sebep olacaktır.
Şirketler sadık müşterilerini ödüllendirmelidir. Ne var ki çoğu kez şirketler yeni müşterilerine eski müşterilerine sunduklarından daha iyi bir anlaşma sunmaktadır.
Yeni müşterilere var olan tedarikçilerinden vazgeçmeleri için daha rekabetçi fiyat ve avantajlar sunacakken, sadık müşterilere sizinle uzun yıllar birlikte devam ettikleri için bir avantaj yaratmıyor olmak ilerleyen dönemde size bir maliyet oluşturacak ve belki de bir kayıp yaşatacaktır.
Yeni müşteriler sadık müşterilerine göre daha maliyetlidir. Bu kapsamda izleyeceğimiz yol sadık müşterilerimize sıkı sıkı bağlı kalmak ve ekleyebiliyorsak yenilerini eklemek. Yoksa sadık bir müşteriyi bir bilinmezle değiştirmek istemek büyük bir risk doğuracaktır.
2025 – YÜKSEK REKABET ORTAMINDA İLETİŞİMİ VE STANDARTLARI KORUYABİLMEK
Dünyada yaşanan bu durağan süreçler dönemsel olabildiği gibi orta vadeli de devam edebilmektedir. İşler durağanlaştığında yüksek tempoda çalışmaya alışmış olan beyaz yakalı profesyoneller bir bilinmez içinde işten kopabilmekteler.
Bu süreçte yaşanılan iki bozukluk olacaktır; Üretim Kalitesinde Düşüş ve Müşteri İletişiminde Aksaklıklar.
Üretimdeki yöneticiler ve teknik ekipler “hazır işlerde düşüşte zaten, çok özen gösterilmese, detaya inilmese fark edilmez. Özen gösterdik ne oldu işler yine de düşüşe geçti, bu defa da böyle olsun” şeklinde ilerleme eğiliminde olabilirler.
Aynı şekilde şirketin müşteri temsilcileri, pazarlamacıları bir dikkat dağınıklığı yaşama sürecine girebilirler. İstemsizce ya da özensizce müşteri iletişim kanallarında hasar yaratabilirler. Müşterinin beklediği değer yargılarını esnetebilirler. Tüm bunlar akan süreçte olağan durumlar gibi algılanabilse de yakın zamanda yaşanabilecek kopmaların ilk işaretleridir.
Hal böyle olunca dikkat edilmesi gereken konu; var olan kalite standartlarını korumak ve ilk günkü özveri ve değer algısıyla müşteri taleplerine dönüş yapmaktır.
2025 – KÜÇÜLMELERDE DOĞRU MÜŞTERİ GRUPLARIYLA YOLA DEVAM EDEBİLMEK
Şirketler ne yazık ki belli aralıklarla küçülmeden büyüyemiyorlar. Buna birçok etken sebep olmakta. Kimi zaman finansman yetersizliği, kimi zaman arz-talep dengesinin sık sık bozulması, kimi zaman şirketin var olan tesisinin yetersiz kalması ve en nihayetinde de yetenekli insan kaynağının olması gereken hızda artmaması olarak sıralanabilir.
Küçülme sürecindeki firmalar ekipleri tarafından doğru yönlendirilmeli, keskin kararlar yerine sık sık toplanarak doğru kararın her defasında bir adım öteye geçecek şekilde alınması planlanmalıdır.
Kurunun yanında yaşta yanar atasözü ne yazık ki iş dünyasında sonuca götüren bir saptama değildir.
Bunun yerine kısa aralıklarla belirli müşterilerin artı ve eksileri üzerine toplanmak ve her seferinde küçük kararlar alıp süreci daha akıcı ilerletmek gerekmektedir.
Aksi halde eleyebileceğiniz butik müşterileriniz dururken firmanızın lokomotifliğini yapmış ve yapacak olan müşterileriniz özelinde yanlış karar alabilirsiniz.
2025 – YAKIN DÖNEM FUAR SEÇİMLERİ
Bütçeler düşerken firmalar fuar yatırımlarına sırt çevirebilmektedir. Elbette olağan bir durumdur bu. Her fuara gidilecek olsa çalışacak zaman kalmazdı burası aşikâr.
Burada dikkat edilecek nokta; sadece elinizdeki hammadde yapısına bağlı ya da o dönemki yol haritanız doğrultusunda fuar seçimi yapmanın yanında, yarattığınız marka kimliğinin de çok büyük bir tahribata uğramamasını sağlamak olacaktır.
Firmalar kimi dönem fuar katılımlarını azaltmalarına rağmen işlerin su gibi akıp gittiği yanılgısına kapılabilmektedir. Gözden kaçan nokta işlerin su gibi akıp gittiği, siparişlerin peşi sıra geldiği döneme kadar sarf edilen çaba ve yapılmış olan pazarlama yatırımlarıdır. Ki bu da çok uzun süre sizi taşımayacaktır.
Firmalar her ne kadar yüksek müşteri memnuniyeti sağlamış gibi hissetseler de yıl içinde %10-%20 arasında bir müşteri kaybı yaşayabilirler. Hem bu kaybedilmiş müşterilerin yerini doldurmak hem de var olan müşterilere yeni bir koleksiyonla ve yeni bir vizyon algısıyla güven vermek gerekmektedir.
Bu noktada fuar seçiminde önümüzde tutacağımız etkenler firmanın önümüzdeki sezonlarda ne beklediği ile ilişkilidir;
- Marka değerini korumak
- Yüksek katma değerli müşteri edinmek
- Yüksek adetli müşterilerle iş birliğine girmek
- Pazar değişikliğine gitmek
- Hammadde yapısına uygun pazarlarda olma arzusu
gibi etkenler katılmak istediğiniz fuarlarda öncü rol oynayacaktır.
- Premiere Vision Paris
- Lineapelle Milano
- Premiere Vision New York ve Lineapelle New York
- APLF Hong Kong
- ACLE ve diğer ülkeler deki birçok fuar hali hazırda tercih edilen fuarladır.
2025 – SERTİFİKA VE DENETİMLER
Umutsuzluğun yeşereceği her yerde bir özensizlik ve umursamazlık yaşanacaktır. Bunu sosyolojik ya da psikolojik olarak incelemeyeceğiz belki ama işlerinizin düzlüğe çıkacağı döneme kadar da işleri akışına bırakmak, değersizleştirmek, önem vermemek, kabaca salıvermek en çok yaşanılan durumlardır işletmelerde.
Böyle dönemlerde de alınan radikal kararlar sizi bulunduğunuz noktaya getiren olguları elinizin tersiyle görmezden gelmektir.
Tıpkı edindiğiniz aslında kıymetli ama görmezden gelebileceğiniz sertifika ve denetimleriniz gibi.
Her sektör kendi içinde kıymetli ve değer yaratan sertifikalara, üyeliklere ve 3.şahıs ya da müşteri denetimlerine tabi olurlar. Bunlar bir bütün halini aldığında kartopu etkisiyle büyümenize yardımcı olan olgulardır. Temel prensiplerinizden vazgeçmemek şirketinizin sahip olduğu değerleri korumak bir maliyet gibi görünse de orta vadede maliyetlerinizi arttırmayan, tam tersine maliyetlerinizi düşüren değerlerdir.
Bugün dünyanın en büyük markaları karşılarında aynı ölçekte değer yargıları olan üreticiler görmek istiyor. Bunun içerisine firmanızın fiziki şartlarını, çevre ilişkinizi, personel yönetiminizi, üretimde ve yönetimde sahip olduğunuz becerilerinizin bir nişanı olabilecek sertifikaları, firmanızın her bakımdan hazır olduğunu gösterecek denetimleri içermektedir.
Günü kurtarmaya çalışırken yılı, önünüzdeki 5-10 seneyi ve daha uzun vadede gelecek kuşaklarınızı kaybetmeyin.
Gelecek er ya da geç güzel olacak ve bu sizlerin ellerinde şekillenecek.